Af Yasası: Geçmişin Ardında Kalan Tarihler ve Duygular
Kayseri’nin kasvetli kış günlerinde, içimdeki fırtına kadar yoğun bir düşünceyle dolu olduğum bir akşam, telefonumda bir haber gördüm. “Af yasası hangi tarihleri kapsıyor?” Yazıyı okudukça, zihnimde bir anda eski anılar, dostlarım, kaybedilmiş zamanlar, ve geleceğe dair belirsizlikler dalgalanmaya başladı. Bunu sadece yazıya dökebilirim diye düşündüm. İşte tam da böyle bir anda, bu satırlarda buldum kendimi…
—
BİR YAZ, BİR HİKÂYE
Kayseri’de, küçük bir mahallede büyüdüm. Düşlerim vardı; birçok insana nazaran belki daha fazla, belki de daha gerçek. Günlüklerim vardı, yazdıkça içimi dökerdim. Ama bugün, yazmak için bir şey vardı ki; sadece yazmaya değil, bir yandan da hislerimi anlamaya ihtiyacım vardı. O anın büyüsüyle af yasasının kapsadığı tarihleri öğrenmek istedim. Bunu anlamak belki de bir umut ışığıydı… 2017 yılıydı. Hayatımda bambaşka bir dönem. Gözlerim, yeniden doğacak güne doğru umutla bakıyordu. Ve bir gün, kaybettiğim eski arkadaşımın adı, bir telefonda yeniden belirdi: Ali.
GÜNÜN BİRİNDEN KAYBEDİLEN ZAMANLAR
Ali, hep birlikte büyüdüğümüz mahalleden biri; ama zaman, insanlar, seçimler bizi birbirimizden uzaklaştırmıştı. Sadece birkaç yıl önce, canım arkadaşım haksız yere bir suçla suçlanmış ve cezaevine girmişti. Şimdi, gözlerimde, bir adalet bekleyişi vardı. İçimde hem bir umut ışığı yanıyor, hem de kaybolmuş yılların arkasında bir boşluk var. Kayseri’nin soğuk kış akşamlarında, Ali’nin cezaevinde geçirdiği yılları düşündükçe kalbim ağırlaşıyor.
Bu duyguyu belki de yazmak kadar acı bir şey yoktur. Ama sonra, bir gün, bu yazının başındaki soruyu gördüm: “Af yasası hangi tarihleri kapsıyor?” O an, her şey bir anda anlam kazandı. 2019’du, af yasası belirli tarihler arasında uygulanacaktı ve bu da belki Ali’nin şansını değiştirebilirdi. Yavaşça telefonumu elimden bıraktım ve içimi tarif edemediğim bir duygu sardı. Ali, belki de bu yeni yasadan faydalanabilir miydi?
—
AF YASASI: BİR FIRSAT MI, YOKSA SÖNEN UMUT MU?
Af yasası, devletin bazı suçlar nedeniyle hapis cezası almış kişiler için uygulamaya koyduğu bir yasa. Ama bu yasadan kimlerin faydalanacağını düşündüğümde içimi garip bir his kapladı. Gerçekten doğru mu? Bu yasalar ne kadar adaletli olabilir? Ali için adalet ararken, bir yandan da bir belirsizlik vardı. Olayın sadece bir yasadan ibaret olmadığını fark ettim. Birçok insan, benzer duyguları yaşıyor; geçmişte kaybedilen zamanlar, sevgiler, dostluklar, yıllar. Hepsi bir nehrin içine akıp gitmiş gibi. Oysa ben şimdi, 25 yaşında bir genç olarak, geçmişimle yüzleşmeye, duygusal bir düğümde kaybolmuş gibi hissetmeye çalışıyorum.
Af yasasının kapsadığı tarihlerin ne kadar adaletli olduğu tartışılabilir. Ali’nin ve benzeri binlerce kişinin hayatını değiştirebilir mi? Geçmişte yaşanılan suçlar, vicdanları sızlatırken, ne kadar adaletli olabilir? Her ne kadar Ali’yi düşündükçe umut duysam da, aradığım şeyin gerçek bir adalet olduğunu biliyorum.
—
BİR GÜN, BELKİ…
O gün, Kayseri’nin karla kaplı sokaklarında yürürken, af yasasına dair düşüncelerimi sonlandırmaya çalıştım. Ama sonra, gerçekten sormam gereken soru şuydu: “Geçmişi affedebilir miyiz?” Hepimizin taşıdığı kaybolan zamanlar, duygular ve anılar var. Yasalar belki de geçmişin acılarını silmeye yetmeyecek, ama umut vermeye devam edecek. Ali’nin hikâyesi, belki de bir anlamda her birimizin hikâyesiydi: Bir umutla beklemek, yılların ve hataların ötesinde bir ışık görmek.
O an anladım ki, bu af yasası sadece suçluları değil, aynı zamanda kaybolan zamanları, sevgileri ve umutları da affediyordu. İçimde bir umut doğdu, kaybolmuş yılların sonrasında belki de yeni bir başlangıç yapabilirdik.
—
AF VE UMUT
Af yasası, yalnızca tarihlerle değil, içimizdeki duygularla da ilgiliydi. Tarihler belki de bir gün geçer, ama içimizde kalan duygular her zaman hep bir şekilde var olur. Kayseri’nin o karlı gününde düşündükçe, hayal kırıklıkları ve umutlar arasında, affın gerçekten neyi kapsadığını bir kez daha düşündüm.
O gün sonunda, belki de en büyük sorum şu oldu: Af yasası, geçmişi değil, geleceği mi kapsıyor?